Abd Türkiye'Ye Ne Zaman Ambargo Koydu ?

Melis

Yeni Üye
ABD Türkiye’ye Ne Zaman Ambargo Koydu?

ABD ile Türkiye arasındaki ilişkiler, 20. yüzyılın ortalarından itibaren güçlü bir stratejik işbirliği ve karşılıklı çıkarlar üzerinden şekillenmişken, zaman zaman gerilimler de yaşanmıştır. Bu gerilimlerin zirveye ulaşması ve ambargo uygulamaları, özellikle Soğuk Savaş döneminin sonlarına doğru ve 21. yüzyılın başlarında daha belirgin hale gelmiştir. Türkiye’ye yönelik uygulanan ambargonun tarihsel süreci, uluslararası ilişkilerin karmaşıklığını ve iki ülke arasındaki dinamikleri anlamak için önemli bir konu teşkil eder.

ABD Türkiye’ye Ambargo Koyduğu İlk Durum: 1974 Kıbrıs Krizi

ABD’nin Türkiye’ye uyguladığı ilk ciddi ambargo, 1974 yılına dayanır. 1974 Kıbrıs Krizi, Türkiye'nin Kıbrıs'a askeri müdahalesiyle başlamış ve bu olay, Türk-Amerikan ilişkilerinde derin bir yara açmıştır. Yunanistan'da gerçekleşen darbenin ardından, Kıbrıs’taki Türklere yönelik tehditlerin artması üzerine Türkiye, adaya müdahalede bulunmuş ve Türk Silahlı Kuvvetleri Kıbrıs’a çıkarmada bulunmuştur. Bu askeri müdahale, Yunanistan ile olan ilişkileri gererken, Amerika'nın da tepkisini çekmiştir.

ABD, Kıbrıs'a müdahaleyi uluslararası hukuk ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenliği ihlali olarak değerlendirerek, Türkiye'ye karşı bir dizi yaptırım uygulamaya karar vermiştir. 1975’te, Türkiye’ye silah satışını engelleyen ve askeri yardımı durduran ambargo, bu olayın ardından getirilmiştir. Bu karar, ABD’nin Türkiye’ye uyguladığı en sert ekonomik ve askeri yaptırım olmuştur ve iki ülke arasındaki ilişkilerde derin bir kırılma noktası oluşturmuştur. Ambargo, özellikle Türk Silahlı Kuvvetleri'nin modernizasyonunu engellemiş ve Türkiye'nin savunma sanayi üzerinde önemli etkiler yaratmıştır.

Ambargonun Kaldırılması ve Sonrasındaki Dönem

ABD'nin Türkiye’ye uyguladığı ambargo, 1978 yılında kademeli olarak kaldırılmıştır. Ancak bu dönemde Türkiye, başta Batı Avrupa ülkeleri ve Sovyetler Birliği olmak üzere, farklı aktörlerle de dış politika ilişkilerini geliştirerek denge arayışına girmiştir. Ambargonun kalkmasının ardından, Türk-Amerikan ilişkilerinde bir iyileşme sağlanmış olsa da, Türkiye'nin dış politikasında bazı yönelim değişiklikleri de görülmüştür.

ABD'nin, Türkiye'nin NATO üyeliğini ve bölgedeki stratejik önemini göz önünde bulundurarak ilişkileri yeniden normalleştirmesi gerekmiştir. Ancak bu durum, her iki ülkenin de zaman zaman çıkar çatışmaları yaşadığı ve farklı politikalara yöneldiği bir dönemin habercisi olmuştur.

1980’ler ve 1990’lar: Yeniden İşbirliği ve Gerilimler

1980’lerin ortalarına gelindiğinde, Türkiye ve ABD, Sovyetler Birliği'ne karşı stratejik işbirliğini artırmıştır. Sovyetler Birliği'nin Afganistan'a müdahalesi sonrasında, Türkiye’nin Amerika'nın bölgedeki en önemli müttefiki haline gelmesi, iki ülke arasındaki ilişkilerin yeniden canlanmasına neden olmuştur. Bu dönemde ambargo tehdidi ortadan kalkmış ve Türkiye'ye ABD'den ekonomik ve askeri yardımlar yapılmıştır. Ancak 1990’lar, özellikle Körfez Savaşı ve sonrası dönemde, Türkiye ile ABD arasında bazı sorunlara sahne olmuştur.

1990'lı yıllarda, özellikle Irak’a yönelik izlenen politikalar ve bölgedeki Kürt sorunu nedeniyle iki ülke arasında ciddi fikir ayrılıkları ortaya çıkmıştır. Ancak bu gerilimler, ambargo uygulanacak kadar ileri gitmemiştir. Her ne kadar ikili ilişkilerde zaman zaman zorluklar yaşansa da, ambargo ve ciddi yaptırımların yeniden uygulanması söz konusu olmamıştır.

2000’ler ve 2010’lar: Yeni Gerilimler ve ABD’nin Türkiye’ye Yönelik Yaptırımları

ABD ve Türkiye arasındaki ilişkiler, 2000’li yıllarda farklı bir boyut kazanmıştır. Özellikle 2003'teki Irak Savaşı, Türk-Amerikan ilişkilerinde büyük bir gerilim kaynağı olmuştur. Türkiye, ABD'nin Irak’a müdahale planını kabul etmemiş ve bu durum iki ülke arasındaki ilişkileri ciddi şekilde zorlamıştır. Ancak bu dönemde de doğrudan bir ambargo uygulanmamıştır.

2010’lu yıllarda ise özellikle Suriye’deki iç savaş, Türkiye’nin terörle mücadele politikaları ve Türkiye'nin Rusya ile geliştirdiği ilişkiler gibi faktörler, yeniden bir gerilim ortamı yaratmıştır. ABD’nin Türkiye’ye yönelik ekonomik yaptırımları ve yaptırım tehditleri, özellikle 2018’de Brunson Krizi ile doruğa çıkmıştır. ABD, rahip Andrew Brunson’un tutuklanmasından dolayı Türkiye’ye karşı yaptırımlar uygulamış ve bu yaptırımlar, Türk ekonomisi üzerinde önemli baskılar yaratmıştır. Bu dönemde, ABD’nin Türkiye'ye yönelik uyguladığı yaptırımlar, ekonomik alanda daha belirgin hale gelmiştir. Ancak bu yaptırımlar, tam anlamıyla bir ambargo olarak tanımlanamaz.

Sonuç: ABD Türkiye İlişkilerinde Ambargo ve Yaptırımların Geleceği

ABD’nin Türkiye’ye uyguladığı ambargo, tarihsel olarak belirli dönemlerde ciddi bir kırılma noktası oluşturmuş olsa da, bu ambargoların genellikle belirli siyasi ve askeri çıkarlara dayandığı söylenebilir. Türkiye'nin NATO üyeliği, coğrafi konumu ve küresel güvenlik politikalarındaki rolü, ABD'nin ambargo uygulama kararını almasını zorlaştıran faktörler arasında yer almaktadır. Ancak, iki ülke arasındaki stratejik ve siyasi uyumsuzluklar, gelecekte de ambargo ve yaptırım tehditlerinin gündeme gelmesine neden olabilir.

Özellikle Türkiye’nin dış politikasındaki bağımsızlık arayışı ve ulusal çıkarlarını ön planda tutması, ABD ile olan ilişkilerinde zaman zaman gerilimlere yol açmaktadır. Gelecekte bu ilişkilerin nasıl şekilleneceği, küresel siyasal değişimlerle paralel olarak dikkatle izlenmesi gereken bir konu olmaya devam edecektir.