miRBey
Aktif Üye
Kuraklık alarmı: Tuz Gölü küçülüyor
Ankara, Konya ve Aksaray içinde yer alan Tuz Gölü, başta flamingolar olmak üzere binlerce kuşa konut sahipliği yapıyor. Göl alanı, iklim değişikliğine bağlı kuraklığın tesiriyle her geçen gün biraz daha daralıyor.
Gölle ilgili araştırmalar yapan Aksaray Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Etraf Mühendisliği Kısmı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hatim Elhatip, AA muhabirine, Tuz Gölü ve etrafında bilhassa 2000 yılından itibaren yer altı ve yer üstü suyu ölçüsünde epey çarpıcı bir azalma gözlendiğini söylemiş oldu.
Türkiye’nin 3 tarafının denizlerle çevrili olduğunu hatırlatan Elhatip, Türkiye’de kişi başına düşen yıllık kullanılabilir su ölçüsünün 1750 metreküpe kadar gerilediğini vurgulayarak “Türkiye’nin su kaynaklarının varlıklı, yer altı ve yer üstü sularının bol, göllerinin ve akarsularının fazlaca olduğunu söylüyorduk fakat maalesef şu anda global ısınma ve kuraklıkla bir arada su kaynakları kıtlığı yaşanan ülkeler ortasına girdik. 2030’da nüfusumuz 100 milyona ulaştığında, kişi başı kullanılabilir su ölçümüz 1000 metreküp olacak ve su yoksulu sınıfına gireceğiz” diye konuştu.
Türkiye’nin ikinci büyük gölü olan Tuz Gölü, kuraklığın tesiriyle küçülüyor.
© AA
Elhatip, Türkiye’de yağış bakımından en yoksul bölgenin İç Anadolu, bölgenin en az yağış alan kısmının de Tuz Gölü Havzası olduğuna dikkati çekti.
Tuz Gölü’nün güneyde yer alan Toros Dağlarından yer altı sularıyla beslendiğini anlatan Elhatip şöyleki devam etti:
“Araştırmalarımı 10-20 yıllık vakit aralıklarına bakılırsa yapıyorum. 1980-2000’li senelera bakıldığında Tuz Gölü’nü besleyen ırmaklar, yüzey suları ve yağışlar kafiydi. Tuz Gölü’nün 1987 yılında yüzey doluluk oranı 92 bin 562 hektardı. 2019’da Etraf, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına yaptığımız Tuz Gölü Biyoçeşitliliği Araştırma Projesi kapsamında sondaj kuyularının üzerindeki su düzeyini ölçen aygıtla yer altı sularının ölçümünü yaptık. Uydu fotoğrafları karşılaştırmasıyla da gördük ki gölün su alanı 32 bin 552 hektara kadar düştü. Yani gölün sularının çekilme oranı yüzde 65 civarında.”
‘Hangi eser ekilirse ekilsin pirinç tarlası sular üzere sulama yapılmaması gerekiyor’
Elhatip, kuraklık ve global ısınmanın tesirlerini en aza indirmek ve suyu en yeterli biçimde kullanabilmek için insanları eğitmek gerektiğini belirtti.
Suyun nasıl işlenmesi gerektiğinden çiftçilerin hangi bitkileri ekmesine kadar her mevzuda eğitimler verilmesi gerektiğini aktaran Elhatip, “Çiftçilerimizin az su tüketen bitkileri ekmesi gerekiyor. Hangi eser ekilirse ekilsin pirinç tarlası sular üzere sulama yapılmaması gerekiyor. Su kaynaklarımızın planlı bir biçimde kullanılması gerekiyor. Kullanılmadığında birinci başta yüzey suları kayboluyor. Ülkemizdeki birfazlaca sulak alanlarını kaybettik. Global ısınma ve kuraklığa bağlı olarak çok yer altı suyu kullanması su kaybımıza niye oluyor” tabirini kullandı.
Haber Sitelerinden Alıntı Yapılmıştır.
Ankara, Konya ve Aksaray içinde yer alan Tuz Gölü, başta flamingolar olmak üzere binlerce kuşa konut sahipliği yapıyor. Göl alanı, iklim değişikliğine bağlı kuraklığın tesiriyle her geçen gün biraz daha daralıyor.
Gölle ilgili araştırmalar yapan Aksaray Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Etraf Mühendisliği Kısmı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hatim Elhatip, AA muhabirine, Tuz Gölü ve etrafında bilhassa 2000 yılından itibaren yer altı ve yer üstü suyu ölçüsünde epey çarpıcı bir azalma gözlendiğini söylemiş oldu.
Türkiye’nin 3 tarafının denizlerle çevrili olduğunu hatırlatan Elhatip, Türkiye’de kişi başına düşen yıllık kullanılabilir su ölçüsünün 1750 metreküpe kadar gerilediğini vurgulayarak “Türkiye’nin su kaynaklarının varlıklı, yer altı ve yer üstü sularının bol, göllerinin ve akarsularının fazlaca olduğunu söylüyorduk fakat maalesef şu anda global ısınma ve kuraklıkla bir arada su kaynakları kıtlığı yaşanan ülkeler ortasına girdik. 2030’da nüfusumuz 100 milyona ulaştığında, kişi başı kullanılabilir su ölçümüz 1000 metreküp olacak ve su yoksulu sınıfına gireceğiz” diye konuştu.
Türkiye’nin ikinci büyük gölü olan Tuz Gölü, kuraklığın tesiriyle küçülüyor.
© AA
Elhatip, Türkiye’de yağış bakımından en yoksul bölgenin İç Anadolu, bölgenin en az yağış alan kısmının de Tuz Gölü Havzası olduğuna dikkati çekti.
Tuz Gölü’nün güneyde yer alan Toros Dağlarından yer altı sularıyla beslendiğini anlatan Elhatip şöyleki devam etti:
“Araştırmalarımı 10-20 yıllık vakit aralıklarına bakılırsa yapıyorum. 1980-2000’li senelera bakıldığında Tuz Gölü’nü besleyen ırmaklar, yüzey suları ve yağışlar kafiydi. Tuz Gölü’nün 1987 yılında yüzey doluluk oranı 92 bin 562 hektardı. 2019’da Etraf, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına yaptığımız Tuz Gölü Biyoçeşitliliği Araştırma Projesi kapsamında sondaj kuyularının üzerindeki su düzeyini ölçen aygıtla yer altı sularının ölçümünü yaptık. Uydu fotoğrafları karşılaştırmasıyla da gördük ki gölün su alanı 32 bin 552 hektara kadar düştü. Yani gölün sularının çekilme oranı yüzde 65 civarında.”
‘Hangi eser ekilirse ekilsin pirinç tarlası sular üzere sulama yapılmaması gerekiyor’
Elhatip, kuraklık ve global ısınmanın tesirlerini en aza indirmek ve suyu en yeterli biçimde kullanabilmek için insanları eğitmek gerektiğini belirtti.
Suyun nasıl işlenmesi gerektiğinden çiftçilerin hangi bitkileri ekmesine kadar her mevzuda eğitimler verilmesi gerektiğini aktaran Elhatip, “Çiftçilerimizin az su tüketen bitkileri ekmesi gerekiyor. Hangi eser ekilirse ekilsin pirinç tarlası sular üzere sulama yapılmaması gerekiyor. Su kaynaklarımızın planlı bir biçimde kullanılması gerekiyor. Kullanılmadığında birinci başta yüzey suları kayboluyor. Ülkemizdeki birfazlaca sulak alanlarını kaybettik. Global ısınma ve kuraklığa bağlı olarak çok yer altı suyu kullanması su kaybımıza niye oluyor” tabirini kullandı.
Haber Sitelerinden Alıntı Yapılmıştır.