miRBey
Aktif Üye
Global ısınma, balık tipleri ve stoklarını azalttı
İÜ Su Bilimleri Fakültesinde misyonlu bilim insanları, 2016’dan beri sistemli olarak global ısınmanın Marmara Denizi’ndeki balık stoku üzerine tesirleriyle ilgili çalışmalara devam ediyor.
YUNUS-S araştırma gemisiyle yapılan çalışmalarda, global ısınma niçiniyle Marmara Denizi’nde her yıl balık stoklarında, balık cinslerinde, oksijen düzeyinde azalma olduğunu belirledi.
SÜ Su Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Melek İşinibilir Okyar, iklim değişikliğine bağlı olarak global ısınmanın tüm dünya üzere Türkiye’yi de etkilediğini söylemiş oldu.
Küresel ısınmanın deniz ekosisteminde de önemli sıkıntılar yarattığını belirten Okyar, “Türkiye’deki tüm kıyı sularımızda biyoçeşitlilik ve balık stoklarında değişimler kelam konusu olmaya başladı. Biz de mevsimsel olarak yılda 4 kere Marmara Denizi’ne çıkıyoruz ve örneklemeler yapıyoruz” dedi.
Okyar, global ısınmaya bağlı olarak cinslerin sayılarında azalmalar yaşandığının altını çizerek, şöyleki devam etti:
“Artan su sıcaklığı, bu sıcaklık artışına tahammül edemeyen cinslerin yok bulunmasına, ortamı terk etmesine niçiniyet verebiliyor. Ekosistemde kaybolan çeşitlerin yerini fırsatçı tipler almaya başlıyor. Fırsatçı tipler, karşı karşıya kaldıkları çevresel şartlara daha âlâ ahenk sağlamak için büyüme suratlarını, fizyolojilerini yahut davranışlarını değiştirme konusunda büyük bir yeteneğe sahiptirler ve bu biçimdelikle çok çoğalarak ortamda ekolojik sıkıntılar yaratabilirler. beraberinde iklim değişikliğine bağlı olarak istilacı tipler de kıyı sularımıza girip bilhassa Marmara Denizi’nde sayılarını artırmaya başladılar. Bunlara örnek olarak, bilhassa görsel olarak dikkati cazibeli olmaları ve yakıcı hücreler içermelerinden dolayı insan sıhhati açısından tehdit oluşturmaları açısından denizanalarını verebiliriz. Denizanalarının artışları, balık yumurta ve larvaları üzerinden ve ayrıyeten balıkların besinini oluşturan canlılar üzerinden beslenmelerinden dolayı balık stokları üzerinde önemli baskılara, olumsuz tesirlere niye olmaktadır. beraberinde bir daha bunların çok artışı kararı balıkçının çekmiş olduğu ağların içine girerek ağın göz açıklığını tıkayarak balıkçının hem av randımanında azalmaya birebir vakitte fazla güç ve yakıt harcanmasına niye olarak ekonomik ziyanlara niye olmaktadır.”
Okyar, Marmara Denizi’nde balık stoklarının azalmasının fazlaca önemli bir risk olduğunu anlattı.
Balık stoklarının azalması, deniz anaları ve ziyanlı toksik alglerin artmasının aslında dünyanın yavaş yavaş balık içerikli denizden denizanası yahut ziyanlı deniz organizmalarının baskın olduğu bir istikamete gerçek evrildiğini gösterdiğini vurgulayan Okyar, şunları kaydetti:
“Bu da en kaliteli besin olan balığın sayısının, çeşitliliğinin ve bolluğunun azalmasına ve ilerleyen iklim değişikliğine bağlı olarak meydana gelebilecek besin stokları azalması ve kıtlık üzere durumlarda bizim elimizi daha da zayıflatacaktır. Doğal olarak bunları da göz önüne alarak denizel ekosistemde balık stoklarını ve biyoçeşitliliğini artırıcı tedbirleri almamız gerekiyor. Yani bu mahallî idarelerin ve bakanlıkların önemli manada çalışmasıyla gerçekleşebilecek bir olay. Yani Marmara Denizi hasta ve biz onu kurtarabiliriz. Doğal olarak bununla ilgili de ağır müdafaa faktörlerini yerine getirmemiz lazım. aslına bakarsanız Marmara Denizi Özel Etraf Muhafaza Bölgesi ilan edildi biliyorsunuz. Doğal olarak Marmara Denizi’yle ilgili epey daha önemli yaptırımlar yapılması gerekiyor.”
Haber Sitelerinden Alıntı Yapılmıştır.
İÜ Su Bilimleri Fakültesinde misyonlu bilim insanları, 2016’dan beri sistemli olarak global ısınmanın Marmara Denizi’ndeki balık stoku üzerine tesirleriyle ilgili çalışmalara devam ediyor.
YUNUS-S araştırma gemisiyle yapılan çalışmalarda, global ısınma niçiniyle Marmara Denizi’nde her yıl balık stoklarında, balık cinslerinde, oksijen düzeyinde azalma olduğunu belirledi.
SÜ Su Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Melek İşinibilir Okyar, iklim değişikliğine bağlı olarak global ısınmanın tüm dünya üzere Türkiye’yi de etkilediğini söylemiş oldu.
Küresel ısınmanın deniz ekosisteminde de önemli sıkıntılar yarattığını belirten Okyar, “Türkiye’deki tüm kıyı sularımızda biyoçeşitlilik ve balık stoklarında değişimler kelam konusu olmaya başladı. Biz de mevsimsel olarak yılda 4 kere Marmara Denizi’ne çıkıyoruz ve örneklemeler yapıyoruz” dedi.
Okyar, global ısınmaya bağlı olarak cinslerin sayılarında azalmalar yaşandığının altını çizerek, şöyleki devam etti:
“Artan su sıcaklığı, bu sıcaklık artışına tahammül edemeyen cinslerin yok bulunmasına, ortamı terk etmesine niçiniyet verebiliyor. Ekosistemde kaybolan çeşitlerin yerini fırsatçı tipler almaya başlıyor. Fırsatçı tipler, karşı karşıya kaldıkları çevresel şartlara daha âlâ ahenk sağlamak için büyüme suratlarını, fizyolojilerini yahut davranışlarını değiştirme konusunda büyük bir yeteneğe sahiptirler ve bu biçimdelikle çok çoğalarak ortamda ekolojik sıkıntılar yaratabilirler. beraberinde iklim değişikliğine bağlı olarak istilacı tipler de kıyı sularımıza girip bilhassa Marmara Denizi’nde sayılarını artırmaya başladılar. Bunlara örnek olarak, bilhassa görsel olarak dikkati cazibeli olmaları ve yakıcı hücreler içermelerinden dolayı insan sıhhati açısından tehdit oluşturmaları açısından denizanalarını verebiliriz. Denizanalarının artışları, balık yumurta ve larvaları üzerinden ve ayrıyeten balıkların besinini oluşturan canlılar üzerinden beslenmelerinden dolayı balık stokları üzerinde önemli baskılara, olumsuz tesirlere niye olmaktadır. beraberinde bir daha bunların çok artışı kararı balıkçının çekmiş olduğu ağların içine girerek ağın göz açıklığını tıkayarak balıkçının hem av randımanında azalmaya birebir vakitte fazla güç ve yakıt harcanmasına niye olarak ekonomik ziyanlara niye olmaktadır.”
Okyar, Marmara Denizi’nde balık stoklarının azalmasının fazlaca önemli bir risk olduğunu anlattı.
Balık stoklarının azalması, deniz anaları ve ziyanlı toksik alglerin artmasının aslında dünyanın yavaş yavaş balık içerikli denizden denizanası yahut ziyanlı deniz organizmalarının baskın olduğu bir istikamete gerçek evrildiğini gösterdiğini vurgulayan Okyar, şunları kaydetti:
“Bu da en kaliteli besin olan balığın sayısının, çeşitliliğinin ve bolluğunun azalmasına ve ilerleyen iklim değişikliğine bağlı olarak meydana gelebilecek besin stokları azalması ve kıtlık üzere durumlarda bizim elimizi daha da zayıflatacaktır. Doğal olarak bunları da göz önüne alarak denizel ekosistemde balık stoklarını ve biyoçeşitliliğini artırıcı tedbirleri almamız gerekiyor. Yani bu mahallî idarelerin ve bakanlıkların önemli manada çalışmasıyla gerçekleşebilecek bir olay. Yani Marmara Denizi hasta ve biz onu kurtarabiliriz. Doğal olarak bununla ilgili de ağır müdafaa faktörlerini yerine getirmemiz lazım. aslına bakarsanız Marmara Denizi Özel Etraf Muhafaza Bölgesi ilan edildi biliyorsunuz. Doğal olarak Marmara Denizi’yle ilgili epey daha önemli yaptırımlar yapılması gerekiyor.”
Haber Sitelerinden Alıntı Yapılmıştır.